1877 – 1878 Osmanlı – Rus savaşı döneminde çoğunluğu Çağlıyan köyü olmak üzere Maden, Yağlı, Demirci, Tepebaşı, Oba gibi köylerden Niksar’ın Sorhun köyüne göç eden gürcü sülaleleri konu alan kitaptır. Çağlıyan Köyü ailesi olarak “Unutulan Göç” isimli eseri internet ortamında ilk kez biz sunuyoruz. Eserden bir bölüm Çveneburi dergisinin 2004 yılı basımı 52-53 sayısında yayınlanmıştır. Kitabında 93 harbi döneminde İmerhev vadisinde göç eden gürcü ailelerle ilgili ayrıntılı bilgilere veren Rüştü Bozkurt’a sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Eserden Bölümler
Unutulan Göçü’u ilk kez manzum olarak anlattınız. Daha sonra Cvenburi Dergisi’nde o manzume yayınlandı. Artvin’de Kurdgize sülalesinden bir uzak akrabanız size mektup yazdı: “Kimsiniz siz, bu ayrıntıyı nereden biliyorsunuz?” diye sordu. Unutulan Göç’ün o ilk anlatımını paylaşalım mı?
Unutulan Göç’ü daha akılda kalıcı olduğunu düşünerek ilk kez manzum olarak anlattım. Bu manzumenin yayınlanmasından sonra konuyu bilen insanların uyarısı ile bildiklerime yen şeyler ekledim:
Osmanlı’nın güçlü olan ordusu
Yedi düvel savaşırmış diyorlar
Ahalkalaki’de kurulmuş pusu
Moskof un ordusu yenmiş diyorlar
Imerhev’e gelen haber yıkıcı
Moskof Müslümana verirmiş acı
Yüreklere dolmuş büyük bir sancı
“Göç etsek kurtuluş olur” diyorlar
Ardahan’dan top sesleri duyulmuş
Şavşet halkı yola çoktan koyulmuş
Söylentiyle bütün ruhlar yorulmuş
“Batumi çok insan vermiş” diyorlar
Pançidze, Totnadze, kadim Davladze
Göçünü yüklemiş Mikelkmadze
Gorilenti, Tutienti, Revadze
“Herkes dengini yapmış” diyorlar
Cimuğiler titizlenmiş telaşta
Ocaklar sönmüş, tat kalmamış aşta
Goçoğlebi hazırlanmış yamaçta
Herkese “Hazır olun” diyorlar
Zakiyet’den ilk haberler ulaştı
Kxevcurul’da yürekler doldu taştı
Ube’den gelenler dereyi geçti
“Bazgiret yolu hedef diyorlar
Daba’nın yaylasında sisler var
Korkuyla karışık yorgun hisler var
Uzaktan duyulan yüksek sesler var
“Pançidze Ahmet Önder” diyorlar
Civizde, Kovidze dökülmüş yola
Gençler ağlaşıyor girmiş kol kola
Şaşkın bakıyorlar sağa ve sola
“Korku yolları bekler” diyorlar
Zobiaşlvili inadı meşhurdur
Değirmen arkında zorla boğulur
Şuayip Dede de geçmişin bilir
“Söylenti seninle gelir” diyorlar
Tetrakette insan seli oluşmuş
Zios, Daba, Ubeli’le bir olmuş
Sazgirel yolunu da çığ düşmüş
“Yol açık göç edip gidin” diyorlar
Torun’u tay tutsun diye gönderdi
Dönmedi bir daha köyünde kaldı
Pançidzeler bu duruma daraldı,
“Ziyos’lu dayılar kalsın” diyorlar
Ciğeori Vadisi geride kaldı
Pato’nun yüreği fena daraldı
Tek Karadeşi var, acısın saldı
“Kancio köyüne dönmüş” diyorlar
Pato’nun gözünde yaşlar durmuyor
Gülağa duygulu hiç kıyamıyor
Geriye dönüş yok herkes biliyor
“Yürekler köylerde kalmış” diyorlar
Macahela yaylasında duruldu
Çocuklar tedirgin, yaşlı yoruldu
Geri bakıp gelmeyenler soruldu
“Gidip de gelmemek vardır” diyorlar
Korkudan kaçış umuda yolculuk
Perişan oluyor yaşlı ve çocuk
Gidilecek yeri bilen bile yok
“Osmanlı büyüktür korur” diyorlar
Batum’da çarmıklı gemi bekliyor
İnsan değil sanki odun yüklüyor
Yaşlılar oturup biraz “oh” diyor
“Karadeniz şimdi sakin” diyorlar
Ordu’nun köyünde üç yıllık çile.
Niksar Sorhun’da vardık menzile
Rumlar da tedirgin oldu bu hale
“Bura bize vatan olur” diyorlar
Rumlar dağlara çıkmış yaşıyor
Boş evler hemen dolup taşıyor
İnsanlar da bir umuda koşuyor
“Göç burada artık kalır” diyorlar
Şakir Usta’lar tepede oturur
Tekateşler köye sonradan gelir
Kula dayı değirmenci bilinir
“Unutulan haber versin” diyorlar
Ardanuç’tan Recepoğlu geliyor
Kasniyalı bir mahalle oluyor
Artvin kültürümüz nefes alıyor
“Göç kimliği hiç silinmez” diyorlar
Büyük göç 126 yılında
Kaybolup gittik biz gurbet selinde
Şimdi hemşehriyiz Tokat ilinde,
Rüştü diyor göçler çok büyük acı
Görmesin insanlar böyle bir sana
Barış olsun insanlığın inancı
“Bu belge tarihe kalsın” diye.
Rüştü Bozkurt – 2015
One Comment
kamil olgun
BU İNSANLAR NEDEN YURTLARINI TERK ETTİLER? Sanırım bu konuda söylenecek çok şey olmalı. Belki daha derin bir soruyu yanıtlamadan buna yanıt vermek, kolaycı bir tutum olacak ama oralara kadar uzanmak burada gereksiz. Nasıl oldularsa oldular, sonuçta bunlar Müslüman olmuş Gürcülerdi. Hristiyanlar onlara, dinlerinden dolayı “Tatrebi”diyor, kendilerinden saymıyorlardı. Türkler, Hristiyanlara dedikleri gibi onlara da Gürcü diyorlardı. İki arada bir derede kalan Müslüman gürcüler, Hristiyan ataları gibi kendilerine “Kartveli” de diyemiyorlardı. Hristiyanlarla karıştırılacaklarından çekiniyorlardı. Kendilerine Türk de diyemezlerdi çünkü bu “asıllarını inkar” etmek olurdu.Çekinik, biraz utangaç, belirsizlik taşıyan hafif gizemli “ÇVENEBURİ” adını buldular.İki toplum arasın karasız seçmen misali hangi taraf daha etkili propaganda yaptıysa o tarafı seçtiler.