Yirmi ağustostu günlerden pazar,
Bulutlar toplandı hep azar azar,
Bilmem mahalleye değdi mi nazar?
Görülmemiş bir doluya tutulduk.
İkindide hava birden karardı,
Şimşeklerle her taraf aydınlandı,
Gök gürlerken bir de sert dolu vardı,
Görülmemiş bir doluya tutulduk.
Bir dolu ki vallah ceviz kadardı,
Diz boyu biriken bir dolu vardı,
Herkesi bir telaş bir korku sardı,
Görülmemiş bir doluya tutulduk.
Dere, yamaç her tarafı sel aldı
Dolu ile sel sesi korku saldı,
O ne uğultuydu bir dağ kadardı,
Görülmemiş bir doluya tutulduk.
Gök gürledi sertçe şimşekler çaktı,
Beyaz dolu sıkça yerlere aktı,
Bu afet derinde izler bıraktı,
Görülmemiş bir doluya tutulduk.
İri dolu sertçe bir saat sürdü,
Bırakmadı bir şey mahsulu vurdu,
Yok etti her şeyi sonunda durdu,
Görülmemiş bir doluya tutulduk.
Ne soğan, lahana, ne de patates
Eve alamadı bilcümle herkes,
Ne idi Allah’ım uğultu, o ses
Görülmemiş bir doluya tutulduk.
Yazıcı der Mevla’m n’etti n’eyledi,
Dolu vurdu bizi sefil eyledi,
Hiçbir mahsul evimize girmedi,
Görülmemiş bir doluya tutulduk.
İsmail YAZICI